Hak Er Taburu - Kavga Şiirleri 3
  Ana Sayfa
  11 Eylülde Ne Oldu?
  Büyük Ortadoğu Projesi
  Dezenformasyon - Bilgi Bozma
  Dinlemenin Boyutları
  Gerçek ve Sahte
  Haber Dosyaları
  İhtilal Hastalığı
  Karikatürler
  Kavga Şiirleri
  => Kavga Şiirleri 2
  => Kavga Şiirleri 3
  => Kavga Şiirleri 4
  => Kavga Şiirleri 5
  => Kavga Şiirleri 6
  Kitap Gibi
  Masonluk
  Milli ve manevi değerlerimiz
  Pardus
  PKK Gerçeği
  Siyonizm
  Vatansever Subaylara Masonik Takip
  Cumhuriyet, Cumhuriyet'i Bombalar
  Link Listesi
  Ziyaretçi defteri
  Gülen Kimin Adamı
  Din Düşmanı Sanatçılar
  Kaka, Ayyaş, Kara Fatma ...
  TARÎKATLER KAPATILSIN


Evlâ Olan

Yalvarma zalime, ölmek daha evlâ
Bir ekmeği beşe bölmek daha evlâ
Şu kirli dünyaya bak ibret ile
Doymaktan ziyade görmek daha evlâ.. 


Eyvah!

Korkaklardan hak talebi suç olacak galiba
Tenekeler başımıza taç olacak galiba
Mazlumların, elleriyle diktikleri heykeli
Yıkıp da yol açmaları güç olacak galiba..

 

 

 

 

 

Fetva

Türküler var başı belden aşağı
Çalmayan radyonun pili cennetlik.
Kâfir meyve inmez daldan aşağı
Yoksulun yaktığı çalı cennetlik.

Boşunadır dünyamıza geldiği
Aha yaşadığı, aha öldüğü...
Korkak müslümanın namaz kıldığı
Camiyi taşlayan deli cennetlik.

Kara günde çözülmesin kuşağın
Kara toprak olsun uyku döşeğin
Cihadda yük çeken uyuz eşeğin
Semeri cennetlik, çulu cennetlik.

Tez vururlar harpte önde gideni
Kaçanlar kurtarır canı, bedeni.
Şimdilik kördüğüm kalsın nedeni
Diri b... yedi, ölü cennetlik.

'Bana ne'yi akıllılık sananın
Başı var da, beyni yoktur; İnanın!
Beş-on sene cehennemde yananın
Dumanı cennetlik, külü cennetlik.

'Karışma boşver'i eylemiş sanat
'Dava gereksiz' der, 'herşey menfaat'
Böyle bir babayı vurursa evlat,
Tüfeği cennetlik, eli cennetlik.

Sevabı, günahı ayırmış Rabb'im
Ölçüdür gözlerim, tartıdır aklım
Yalana riyaya, dayanmaz sabrım
Haksıza sövenin dili cennetlik. 


Fotoğraf - 2

Zulüm, kıyım, işgal aldı yürüdü
Seneler geçiyor, dünya uykuda.
Namus lekelendi, ahlâk çürüdü
Adalet göçüyor, dünya uykuda.

İnsanlık treni bekler durakta
Koyunlar, balıklar, kuşlar merakta
Dün Afganistan’da, bugün Irak’ta
Bush kelle biçiyor, dünya uykuda.

Güçsüzlerin işi sardı çetine
Alıştı siyonlar insan etine
Kahvaltıda bile çay niyetine
Şaron kan içiyor, dünya uykuda.

Fay çatlıyor, ses geliyor derinden
Deniz taştı, yer oynuyor yerinden
Sadist zorbaların şedit şerrinden
Hak-huzur kaçıyor, dünya uykuda.

Hırs atları yorulmuyor bir türlü
Hesap-kitap sorulmuyor bir türlü
Çeçenistan durulmuyor bir türlü
Putin şer saçıyor, dünya uykuda.

Ermenistan, Kıbrıs, Ege diyecek
Avrupalı Türkiye’yi yiyecek
Bırakmadı sırtımızda giyecek
Açtıkça açıyor, dünya uykuda.

 

Gençliğe Mesaj

Yiğidim, aslanım, ha gayret eyle
Gaflet üstümüzde kalmasın böyle
İmanla yatıp-kalk, ihlâsla söyle
Kutlu mesaj verilmeyi bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

Maveradan aşk iksiri sağ gayrı
Ellerinde şekillensin çağ gayrı
Rahmet olup yüreklere yağ gayrı
Çekirdekler yarılmayı bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

Her yerde insanlar izana hasret
Şehirler, semalar ezana hasret
Kâinat ilâhî düzene hasret
Saf kozalar örülmeyi bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

Nedendir bu uyku, bu zillet neden? !
Hüzün yumağıdır mezarda deden
Mağripten maşrığa tek ruh, tek beden
Yay misali gerilmeyi bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

Sendedir mayası, özü İslâm’ın
Sendedir kulağı, gözü İslâm’ın
Gülsün, yeter artık, yüzü İslâm’ın
Kelepçeler kırılmayı bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

Tevhit aşkı gönülleri yaksın hey!
Zulüm ölsün, hak ayağa kalksın hey!
Gürül gürül, nurdan çaylar aksın hey!
Kirli sular durulmayı bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

Bizi bekler esir olmuş ülkeler
Bizi bekler yetim kalmış ülkeler
“İmdat! ” diye haber salmış ülkeler
Boş mabetler girilmeyi bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

Yanar Bosna-Hersek, Karabağ, Keşmir
Sonra Kıbrıs, Lübnan sayamam bir bir
Aklıma Abhazya, Urumçi gelir
Türk birliği kurulmayı bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

Kolayı var be yiğidim, kolayı
Kaynağında bastırmalı olayı
Hazırlayın kürek, kazma, malayı
İslâm harcı karılmayı bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

Nizam-ı Âlem’e içten talip ol
Kızılelma neredeyse ara bul
Bağlamasın seni şöhret, para, pul
Hesaplar var, sorulmayı bekliyor
Ölü dünya dirilmeyi bekliyor.

 

 

 

 

Genelge


Dar zamanda düşmanların altına
At olanlar safımıza gelmesin
Garibanın, fukaranın sırtına
Bit olanlar safımıza gelmesin

Ağırlık, irilik ölçüsün bırak
Tartıya vurulmaz beyinle, yürek
Bu ülkede iman gerek, ruh gerek
Et olanlar safımıza gelmesin.

Öte dursun işkembeden atanı
Lâzım değil kaçan ile yatanı
Menfaate rüşvet verip vatanı
Fit olanlar safımıza gelmesin

Sapıklar her yerde atsa da çamur
Gerçek mayasına kuvuştu hamur
Adam istiyoruz dört başı mamur
İt olanlar safımıza gelmesin.

Gönül bahçesinde korku gezeni
Asla kabul etmez ülkü düzeni
Sevdası, sabırı, aklı, izanı
Kıt olanlar safımıza gelmesin.

Biz zulüm ayında güneş çağıyız
Hira'dan feyzalan Tanrıdağ'ıyız
Biz meyve bahçesi, üzüm bağıyız
Ot olanlar safımıza gelmesin.

Parolamız her zamanda, her yerde:
Ölmek var da baş eğmek yok namerde
Bu imana, bu ülküye, bu derde
Yad olanlar safımıza gelmesin.

 

Geç Kalmışım

Putları taşa tutmanın
Güç’lüğünü geç anladım.
Delileri avutmanın
Hiç’liğini geç anladım.

İhtiraslar dursun diye
Şehiri sığdırdım köye
Her bedenin ayrı şeye
Aç’lığını geç anladım.

“Safkan” dedikleri atın
Ünü büyük pek çok zatın
Bir yerde ilmin, sanatın
Piç’liğini geç anladım.

Hak’tan söz edersen eğer
Atılan taş sana değer
Doğruluk suç imiş meğer
Suç’luğunu geç anladım.

Su taşırken kalbur, file
Susmak gerekirmiş dile
Yazık... geç kalmanın bile
Geç’liğini geç anladım.


Gerdanlık

Tevazu-u severdi,kaynatıp taşırdılar
Girdi hırs ambarına, çıkamadı bir daha..

Haramla yağladılar, kibirle pişirdiler
Bulanık göl ettiler, akamadı bir daha..

Yakın arkadaşları çöplük yaptı beynini
Doldurdular ve sonra dökemedi bir daha..

Kör dikişler atıldı kaypak iradesine
Sökmek istese bile sökemedi bir daha..

Soyundu inancından terk-i edep eyledi
Şerefini göğsüne takamadı bir daha..

Sürdü benlik atını karanlık geleceğe
Dönüp de geçmişine bakamadı bir daha..

Söndü yüreğindeki yanan aşk alevleri
Uyanıp yeni baştan yakamadı bir daha..

Yediği haram oldu, içtiği haram oldu
Ellerini haramdan çekemedi bir daha..

Burçlardan indirilmiş bayraktı haysiyeti
Alıp, tekrar yerine dikemedi bir daha..

Terk etti güzelliği, çirkinliğe sarıldı
Girdiği bataklıktan çıkamadı bir daha..

Küfrü baş tacı yaptı, dostlarına darıldı
Diktiği putlarını yıkamadı bir daha..

Kazancı beleş oldu ve kendisi leş oldu
Itır gibi, gül gibi kokamadı bir daha..

Zirvenin yollarında döndükçe dönekleşti
Ağzına helâl lokma sokamadı bir daha..

Dost oldu zalimlere, görmedi mazlumları
Gam çekmedi, gözyaşı dökemedi bir daha..


Görünen Köy

Hilâle düşman kim desem,
'Haç'değil mi gardaş,
Haç? ! ..

Ayasofya benim desem,
'Suç' değil mi gardaş,
Suç? ! ..

Namaz kılmak yasak amma,
Papa girer eyler dua
Kim laiklik derse buna,
'Piç' değil mi gardaş,
Piç? ! ..

Acemi tavlar eke'ler,
Bedeni yuttu lekeler.
Başımızda tenekeler
'Taç' değil mi gardaş,
Taç? ! ..

Diyanet reisimiz var,
Tapucuyla bir sayarlar
Ordum papayı selâmlar,
'Güç' değil mi gardaş,
Güç? ! ..

Efes-mefes bir bahane,
Haçlılar uyandı gene.
Gidip soralım bilene,
'Öç' değil mi gardaş,
Öç? ! ..

Turizm diye yurt satıla,
Gülem katıla katıla..
Bu gidiş haktan bâtıla
'Göç' değil mi gardaş,
Göç? ! ..

Dışa taviz, içe haset;
Ötesini sen kıyas et.
Bizde güdülen siyaset,
'Hiç' değil mi gardaş,
Hiç? ! ..

Dün Konya´da, bugün Van´da
Kırk can incitir bir manda
Çok suratlar bu zamanda
'Saç' değil mi gardaş,
Saç? ! ..

Horlanıyor Müslümanlık,
Usandık zindana gir-çık
Her birimiz bir kurbanlık
'Koç' değil mi gardaş,
Koç? ! ..

Rezalete turizm dendi,
Arada milyarlar yendi.
Sözde köylümüz efendi,
Sözde...............
'Aç' değil mi gardaş,
Aç? ! ..

Doldurduk taşı pirince,
Seçmek var günü gelince
Kaçacaksın, bir gün önce
'Kaç' değil mi gardaş,
Kaç! ..

Geçilmiyor kiliseden;
Millet mi istiyor, neden
Ben diyeyim siz demeden,
'Baç' değil mi gardaş?
Baç! ..

Yıllarca sürdü bu çile;
Ancak dile kolay, dile.
Ve şimdi uyansak bile,
'Geç' değil mi gardaş?
................Geeeeç! ..



Güzergah

Seğirtti faiz için borsanın tahviline
Kazandı, çıkıverdi masonlar mahfiline
Bir gün sağ, bir gün solda göbek atıp oynarken
Düştü gitti ansızın Esfel-i Safilin'e.

 

 

 

 

 

Ha Gayret!


Zina bizim gıdamızdır diyenler
Zina suç olmaktan çıktı.. Ha gayret!
Çağdaş etiketli şıllık bayanlar
Boş durmak sizleri sıktı.. Ha gayret!

Bir oldunuz erkeğiyle kadını
Geri geri attırdınız adımı
Çıkartın zinanın çirkef tadını
Boynuzlar kaleyi yıktı.. Ha gayret!

Derler: Hayvan gibi özgür olalım
Entel zennelere kılınç çalalım
Değişelim, her gün bir eş alalım
Ankara’da şafak söktü.. Ha gayret!

Çiçek, kokusunu sundu herkese
Kaptan şoför taktı geri vitese
Yalamaya döndü kapı, menteşe
Aşiret canından bıktı.. Ha gayret!

Mühim değil su alsa da kayıklar
Boynuzuna kavuşacak geyikler
Kokonalar “zina” diye sayıklar
Gözler Avrupa’ya baktı.. Ha gayret!

Köşe yazarları, köşe taşları
Utanmıyor yüzü bulsa yaşları
Acı hıyarların turp yandaşları
Kafayı uçkura taktı.. Ha gayret!

Yabancı istedi, yerli ram oldu
Ak bayrak çekildi, teslim tam oldu
Zina kuyruğunda izdiham oldu
Devler diz üstüne çöktü.. Ha gayret!

Tekeler hayvanca sevişe dursun
Keçiler sevişsin, gevişe dursun
Masalarda meze ve şişe dursun
Medya, kaçırmasın vakti.. Ha gayret!

Birileri arpaları malt etti
Birileri bile bile halt etti
Birileri ar-namusu alt etti
Birileri mumu yaktı.. Ha gayret!

 

 

 

 

Hak Yol İslâm Yazacağız

Kör dünyanın göbeğine
Hak yol İslâm yazacağız.
Kuşların göz bebeğine
Hak yol İslâm yazacağız.

Yola, ağaca, pınara
Esen yele, yağan kara
Yağmur yüklü bulutlara
Hak yol İslâm yazacağız.

Koç burcuna, yay burcuna
Bebeklerin avucuna
Minarelerin ucuna
Hak yol İslâm yazacağız.

Bucak bucak, köşe köşe
Kara taşa, kor-ateşe
Yıldıza, aya, güneşe
Hak yol İslâm yazacağız.

Askerlerin miğferine
Kağnıların tekerine
Buda´nın tunç heykeline
Hak yol İslâm yazacağız.

Her kapının eşiğine
Her sofranın kaşığına
Balaların beşiğine
Hak yol İslâm yazacağız.

Herkes duyacak, bilecek
Saklanmaz gayrı bu gerçek
Yaprak yaprak, çiçek çiçek
Hak yol İslâm yazacağız.

 

 

 

 

Hakim Beğ

Gene tehir etme üç ay öteye
Bu dava dedemden kaldı hâkim beğ.
Otuz yıl da babam düştü ardına
Siz sağ olun, o da öldü hâkim beğ.

Kırk yıl önce; yani babam ölünce
Kadılıklar hâkimliğe dönünce
Mirasçılar tarla, takım bölünce
İrezillik beni buldu hâkim beğ.

Yaşım yetmiş iki, usandım gel-git
Bini buldu burda yediğim zılgıt
Eğer diyeceksen: 'bana ne, öl git!
Oğlumun bir oğlu oldu hâkim beğ.

Sekiz evlek tarla, bir geverlik su
Yüz yılda höküme bağlanmaz mı bu?
Kazanmasam da hu, kazansam da hu!
Canım ta burnuma geldi hâkim beğ.

Keşife-meşife, damgaya, harc'a
Kanımız kurudu harca da, harca..
Sayenizde avukatlar yıllarca,
Fakiri yoldu da yoldu hâkim beğ.

Mübaşir itekler, kâtip zavırlar
Değişti bizde de göya devirler
Yüz yıl önce adam yiyen gâvurlar
Tapucuyu aya saldı hâkim beğ.

Kabahat sizde mi, kanunlarda mı?
Şaşırdım billâhi yolu yordamı..
Kızma sözlerime alam kadanı
Sıkıntıdan içim doldu hâkim beğ.

Mülkün temeliydi adalet hani? ...
Bizim hak temelde saklı mı yani?
Çıkartıp ta versen kim olur mâni?
Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim beğ? !

Hem davacı pişman, hem de davalı..
Bu yolda tükettik çulu, çuvalı.
'Sabret makamı'ndan çalma kavalı,
Sürüler ekine daldı hâkim beğ.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol