Hak Er Taburu - Falih Rıfkı Atay
  Ana Sayfa
  11 Eylülde Ne Oldu?
  Büyük Ortadoğu Projesi
  Dezenformasyon - Bilgi Bozma
  Dinlemenin Boyutları
  Gerçek ve Sahte
  Haber Dosyaları
  İhtilal Hastalığı
  Karikatürler
  Kavga Şiirleri
  Kitap Gibi
  Masonluk
  Milli ve manevi değerlerimiz
  Pardus
  PKK Gerçeği
  Siyonizm
  Vatansever Subaylara Masonik Takip
  Cumhuriyet, Cumhuriyet'i Bombalar
  Link Listesi
  Ziyaretçi defteri
  Gülen Kimin Adamı
  Din Düşmanı Sanatçılar
  => Munis Tekinalp
  => Abdullah Cevdet
  => Tevfik Fikret
  => Osman Hamdi Mihrab-Yaradılış
  => Mahmud Esad Bozkurt
  => Halide Edip Adıvar
  => CUMHURİYETİ MASONLAR KURDU
  => Din Düşmanı CHP
  => Falih Rıfkı Atay
  => Kemalettin Kamu
  => Faruk Nafiz Çamlıbel
  => Yusuf Ziya Ortaç
  => Vasfi Mahir Kocatürk
  => Celal Sahir Erozan
  => Ali Canip Yöntem
  => Halit Ziya Uşaklıgil
  => Ziya Gökalp
  Kaka, Ayyaş, Kara Fatma ...
  TARÎKATLER KAPATILSIN





semerşah

Din Düşmanı Sanatçılar

 

Falih Rıfkı Atay’ Tanıyalım

Kemalizm, aslında büyük ve esaslı bir din reformudur. Tanrı, bir peygambere verdiği şeriatı, ikinci bir peygamberde değiştirmekle, hatta Kur’anın bir ayetindeki emrini başka bir ayette kaldırmakla hükümlerin toplum evrimini izlemesi gerektiğini göstermiştir. Fıkıh’da buna nesih diyoruz. Muhammed, son peygamber olduğuna göre, O’ndan sonra nesih hakkı insan aklına kalmıştır. Onun için İslam bilginleri, “zamanla hükümlerin değişeceği” içtihadında bulunmuşlardır. Mustafa Kemal’in yaptığı işte bu nesih hakkını kullanmaktı.(Falih Rıfkı – Çankaya) Allahın dinini hkendi hevalarına göre şekillendirmek isteyen bütün reformistler,kendi fikirlerini meşru ve makul gösterebilmek için,Kuran’ı Kerim’deki ”nesih” meselesini ileri sürmüşlerdir.Bu nadanların,beşeri kanunları dahi ancak onu va’za selahiyeti olanların değiştirilebileceğini kabul ederken ilahi kanunlarada diledikleri değişikliği yapabileceklerini iddia etmeleri,akıl mantık ve hüsni niyetle bağdaşır mı?

Falih Rıfkı’da her reformcu gibi kendinde bu selahiyeti görerek:Bir iki saat uçağk yolculuğu ile rahatça bir memleketten başkasına giden ”seferi”ye oruç tutmamak hakkını veren dinin,en aşağı yüzyıl gerisinde kalmış olduğu,Batı Medeniyet dünyasına yetişmek için geceli gündüzlü ”sefere çıkan” milletlere oruçla yılda bir ay çalışma kaybetmeyi haram ettiği fetvası gerekir.demektedir.(Falih Rıfkı – Batış Yılları) O aynı kafayla tesettürün de aleyhinedir:1924’lerde paljlarda kadın-erkek ayrımını tenkid ettiği (bknz Falih Rıfkı – Eski Saat) gibi daha sonrada şöyle yazmıştır.”Genç kızlar ve zevceler çıplak vücutlarını yabancı erkeklere gösterecekler,sağlam ve sert ahlaklarından birşey kaybetmeyekler”.(Falih Rıfkı – Deniz Aşırı) Fakaat ne hacet…

O ,Milli Mücadele’nin din sayesinde kazanılmış olmasını takdirle yad edecek yerde,bunu başaran Birinci Meclis için bakınız nediyor;”Kırk yıl sonraki Meclisleri düşünürseniz;sarıklı ve protürlü 1920 Meclisi’nin ne kadar gelenekçi ve görenekçi olduğunu kolayca kestirebilirsiniz.Bakanlar
ını kendi seçen bu Meclis,yüzlerce medrese açmıştır.”Men’i Müskirat” Kanunu’nu sağlık değil,şeriat gerekçesi ile çıkarmıştır.Çerkez Ethem’i dimdik ayakta selamlamıştır.M.Kemal’e çok defa;<<Dağıt bunları..Ne diye aksiliklerine katlanıyorsun?>> diyen kısa görüşlü arkadaşları olmuştu.Fakat M.Kemal ölünceye kadar Meclissiz hükümet etmeği aklına bile uğratmamıştır.Tabii ilerde yapacağı devrimlerin hiçbirinden söz ettiği yoktu.Önce zafer kazanılmalı,Türkiye’de hiç kimsenin tam inanmadığı kesin sonuç alınmalı idi.Kuvayı Milliye devrindeki Anadolu havası,Tanzimatt’an da geri idi.Milliyetçiliğin mayası ”gavur düşmanlığı”dır.Milli Marş,Batı Medeniyetine topyekün ”tek dişi kamış canavar” diye söver.M.Kemal ise,Batılı ve Tam Batı medeniyetçisidir.Batı’dan kurtulmanın tek yolu,Batı’ya katılmak,Batılı olmak olduğunu bilir.(Falih Rıfkı Atay – Atatürk Ne İdi?)

Hasılı,O tam bir reformist ve M.Kemal perestişkarıdır.O’nu bir reformist Müslüman! dan ziyade ateist kabul etmek daha doğru olsa gerektirir.Zira O’nun,Celal Sahir ile birlikte yazılıp 1931 yılında basılan ”Yeni Kitap-Millet Mektepleri İçin Kıraat Kitabı”ında Aşık Yusuf müstearı ile yer almış olan şu kıtası,bu hükmü şüpheye mahal bırakmayacak bir surette doğrulamaktadır:”Cehennemin Var Diye Kurum Etme Ey Tanrım Bağrımdaki Ateşle Seni Bile Yakarım” Kaynak:Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri – Kadir Mısıroğlu Cilt 2

yakintarihimiz.org


“Cehennemim var diye
Kurum etme ey Tanrım
Bağrımdaki ateşle
Seni bile yakarım”
 
diyen Âşık Yusuf mahlaslı Falih Rıfkı Atay, Chp’den defalarca mebus olan şair ve gazetecilerdir

"İslam deyince aklıma çorap kokusu geliyor" diyen Falih Rıfkı Atay'a
Necip Fazıl Kısakürek "O pis koku senin ciğerlerinden geliyor ahmak" şeklinde cevap vermiştir.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol