Türk Edebiyatında bazı çevrelerce büyük yer verilen Halide Edip Adıvar’ın asıl şahsiyeti hep göz ardı edilmiştir. Halbuki onunla alakalı milletimizin iyi bilmesi gereken pek çok bilgi artık ortaya çıkmış bulunmaktadır. Onlardan bazıları şunlardır;
Yalçın Küçük, Halide Edip’le alakalı kamu oyununun bildiğinden farklı bilgiler ortaya koymaktadır.Onun Sebetayist olduğuna dair kayıtlar düşmektedir.
”Halide Edip Sabetayist idi”
”Zekeriya Sertel’in anılarından Dönme olduğunu yazdığı Sabbiha Derviş ile evliliği ve Halide Edip Adıvar’ın Sabiha ve Zekeriya’ya Kurtuluş Savaşı sırasında Amerika’da burs buluşu ile iki küçük ek var.”
Mehmet Şevket Eygi de Yahudi Türkler Yahut Sebatayistler adlı eserinde şu ifadede bulunmaktadır:
Romancı Halide Edip Adıvar’ın babası Mehmet Edip Bey’de Yahudilikten dönmedir.(Mehmet Şevket Eygi-Yahudi Türkler Yahut Sebataycılar)
”Halide Edip Adıvar’ın babası Osmanlı’nın son dönemindeki bürokrat ve Selanikli Mehmet Edip’tir”
Y.Küçük,bir kitabında H.E.Adıvar’la alakalı şu ifadelerde bulunuyor;
”Kurtuluş mücadelesinde ABD siyasetine yakınlığı ve manda taraftarlığı hep başına kakılmıştır. Amerikan Kolejinden mezun olan ilk Türk kızı idi”
Halide Edip Adıvar’ın Sebatayist olduğu bilinmektedir;bu nedenle Ağaoğlu ailesi hakkında verdiği bilgiye güvenebiliriz. Bir benzer iddia, yine Türkçülüğün ideologlarından, Kazanlı bir fabrikatörün oğlu Yusuf Akçura için de yapılmıştır.(Soner Yalçın-Efendi)
Halide Edip niçin Mandacı?
Bilindiği gibi 1.Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun pek çok yeri işgal edilmişti.Bu durm karşısında ülkenin geleceği hakkında muhtelif kişiler değişik fikirler ileri sürüyolardı.Bunlar arasında Amerikan Mandasına girmeyi isteyenler de vardı.Bunların başında Türkiye’nin defalarca başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığını yapmış İsmet İnönü ile Halide Edip de vardı.
Halide Edip’in niçin böyle bir tavır sergilediğini anlamak için bazı resim karelerini bir araya getirmek gerekmektedir.
Herşeyden önce H.Edip’in Newyork’taki Yahudi ve Sebatayistlerle organik bağları vardı.Sonra Halide Edip’in okuduğu okul onun gerçek kimliği hakkında ip uçları vermektedir.Birazcık düşünenler için hiçbir Türk ve Müslüman öğrencinin alınmadığı malum Robert Kolejinin neye hizmet ettiği kolayca anlaşılır.İşte Halide Edip bu okuldan mezundur.
”Hiçbir Türk Öğrenci alınmazken Robert Kolejinin ilk Türk öğrencisi Halide Edip’tir”(Soner Yalçın-Efendi)
Bunlara ilaveten şu bilgiler de üzerinde ciddi olarak durulması gereken bilgilerdir.(Soner Yalçın-Efendi)
”Öke,Üsküdar Amerikan Kız Koleji mezunu Halide Edip ve Amerikan Columbia Üniversitesi mezunu Ahmet Emin Yalman girşimleriyle Refik Halid Karay, Celal Nuri İleri, Necmettin Sadak, Yunus Nadi gibi Osmanlı münevverleri, Robert Kolejde bir araya gelerek 4 Ocak 1919’da ‘Wilson Prensipleri Cemiyetini’kurdular.
Kurucuların çoğu Sebatayist olması tesadüf müydü?
Herhalde…
Peki İstanbul’da ‘Wilson Prensipleri Cemiyeti’ni kuranlar,gerek ABD gerekse Siyonist politikaları hakkında ne kadar bilgiye sahiptiler?
Abd Başkanı Wilson,Siyonizme yürekten bağlıydı.Özel görüşmelerinde Amerikan Siyonistlerden bu eğilimini saklamıyordu.Aynen pekçok Amerikalı gibi dini sebeplerle Siyon’a bağlıydı.’Museviler için Filistin’i barbar Türkten koparmak’efsanesi başkanı da büyülemişti.’ demektedir.
H.Edip bahis mevzuu olduğu zaman ‘Vurun Kahpeye’ roman ve filminden bahsetmemek mümkün değildir.Bilindiği gibi bu roman H.Edip’in romanlarından biridir.Mevzu olarak Kurtuluş Savaşı sırasında güya vatana ve millete ihanet eden bazı hocalar ele alınmıştır.Romanın senaryosunun kasıtlı oluşu gün gibi ortadadır.Gerek Kurtuluş Savaşında,gerek daha önceki savaşlarda Müslüman din alimleri mücadeleleri hem yönlendirmişler hem de bilfiil ön saflarda yer almışlardı.Durum bu olduğu halde bunun aksi roman ve filmlere mevzu edilmektedir.Vurun Kahpeye birkaç kere film yapılmıştır.Yapanlar da herhalde Halide’yle fikir,inanç ve duygu birliği olanlar olmalıdır.Hareket noktaları insanımızın din ve imanına saldırmaktır.
Kurtuluş Svaşı başlamadan manda isteyenlerin şanlı Svaşımızda aslanlar gibi savaşan ve hatta şehid olanları bu drece tahkir ve tazyif etmesi ne kadar iğrenç bir kan ve ruh yapısı taşıdıklarının işaretidir.
Tarihçiler ve bazı hakim güçler Atatürk ve Halide Edip Adıvar’ın aynı fikirde olduklarını öne çıkarırlar.Kurutluş Svaşı sırasında cephelerde beraber olduklarını ballandıra ballandıra anlatırlar.
Ancak durum zamanla değişmiştir.Atatürk’e karşı olanların yaptığı İzmir Suikastine Halide’nin de adı karışmıştır.Hayati tehlikeyle karşı karşıya kaln Halide,eşi Adnan Adıvar’la beraber İngiltere’ye kaçmıştır.Ancak Atatürk’ün öleceğine yakın Türkiye’ye dönebilmiştir.
Hakim güçler Halide’yi İslam Düşmanı olduğu için öne çıkarmaktadırlar.
Not:Bu yazı Mustafa Akgün’ün Yahudinin Tahta Kılıcı adlı eserinden iktibas edilmiştir.